Karadeniz’de İki Müttefik: Ankara-Kiev Hattı

0
2774

Ukrayna’nın 1991 Aralığında bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte gelişim gösteren Türkiye-Ukrayna ilişkileri, her iki ülke için de oldukça değerlidir. Karadeniz’e kıyıdaş olmak ikili ilişkilerin en belirgin özelliklerinden biri olarak görülürken, Ukrayna’da yaşayan Kırım ve Ahıska Türkleri ile Türkiye’ye yerleşen Ukraynalılar iki ülke arasında köprü vazifesini görmektedir.

2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ise Türkiye-Ukrayna ilişkilerini stratejik bir boyuta taşıdı. Sürecin başından itibaren Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini belirten Ankara, Kırım Türklerinin haklarını en önemli konu olarak belirleyerek argümanlarını bunun üzerinden yürüttü. Türkiye en başta tarafları uzlaşıya davet etse de 2015 yılı ile birlikte Rusya’nın Suriye krizine de giderek angaje olması ve saldırgan tutumunu artırması farklı bir süreci başlattı. Özellikle 24 Kasım 2015’te Türkiye’nin hava sahasını ihlal eden SU-24 tipi Rus savaş uçağının düşürülmesi Türkiye ve Rusya arasında ciddi bir krize yol açarken, Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin daha fazla gelişmesini sağladı. Türkiye ve Rusya arasında normalleşme süreci başlasa da hem Türkiye hem Ukrayna, Ankara-Kiev hattının ne kadar stratejik olduğunu kavradı.

Türkiye ve Ukrayna Avrupa Konseyi, BM ve AGİT gibi uluslararası kuruluşlarda birbirlerinin politikalarını desteklerken, son dönemde güvenlik konularında da ilerleme kaydetmektedirler. NATO-Ukrayna Komisyonu, BLACKSEAFOR ve Karadeniz Uyum Harekâtı askeri ilişkilerde önemli bir yer tutarken, savunma sanayisi alanında yapılan işbirliği de dikkat çekicidir.

Türkiye’nin son dönemde savunma sanayiindeki teknoloji transferi beklentisi NATO ülkeleri tarafından karşılanmazken, gelişmiş bir savunma sanayisine sahip olan Ukrayna bu konuda değerli bir ortak olarak ön plana çıktı. Radar üretimi, zırhlı araç, savaş uçakları, füze, insansız hava aracı gibi askeri konularda ortak üretim noktasında iki ülke anlaşmaya vardı. Ayrıca 2016 yılından itibaren Türkiye Ukrayna’ya yüklü miktarda askeri mühimmat sağlarken, Ukrayna’nın sanayi özelleştirme sürecine de katılım gösterdi.

Türkiye ile Ukrayna arasında önemli bir işbirliği alanı olarak turizm de dikkat çekmekte. Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 1 milyonun üzerindeyken, Türkiye’den Ukrayna’ya giden turist sayısında da her geçen yıl artış yaşanmakta. 2012 yılında vizesiz seyahat dönemine başlayan iki ülke, 2017 Haziranından itibaren de pasaportsuz seyahat uygulamakta. Kimlik kartlarıyla ülkelerin ziyaret edilebiliyor olması ikili ilişkilerin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

Türkiye ve Ukrayna arasındaki ikili ticaret de son derece önemlidir. Türkiye Ukrayna’ya tekstil, makine sanayi ürünleri, temizlik maddeleri ve turunçgiller ihraç ederken, demir-çelik, kömür ve diğer kimya endüstrisi gibi ürünleri ithal etmektedir. Bunların yanında Ukrayna’da faaliyet gösteren yüzlerce Türk firması bulunmaktadır. Ayrıca her iki ülkenin ihracat ve ithalat kalemlerine baktığımızda rekabet eden ekonomiler olmadıklarını, aksine birbirlerini tamamlayabilecek ticari ortaklar olduklarını da görmekteyiz. Özellikle tarafların serbest ticaret anlaşması için yaptığı görüşmelerden sonuç alınırsa kısa sürede ticarette büyük bir ivme yaşanabilir.

Bütün bunların yanında Türkiye ve Rusya arasında uçak krizinin yaşandığı bir dönemde Türk Hava Kuvvetleri için hazırlanan -kısa sürede bir milyondan fazla izlenen- bir video, Ukrayna halkının Türkiye’ye artan sempatisini sosyal platformlara taşıdı. Ayrıca Ukrayna’nın İsveç’te düzenlenen 61. Eurovision şarkı yarışmasına Kırım Türklerinin 1944’te yaşadığı sürgünü konu alan bir şarkı ile katılması, Türkiye ve Ukrayna halkları arasındaki destek duygusunu daha da artırdı. Ayrıca Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha ile Türkiye’nin Kiev Büyükelçisi Yönet Can Tezel’in yoğun faaliyetleri de ikili ilişkilerin gelişmesine büyük katkıda bulunuyor.

Siyasi, askeri, diplomatik, kültürel ve ekonomik olarak son dört senede büyük bir ivme kazanan Türkiye-Ukrayna ilişkileri, stratejik bir ortaklığa evrildi. Karadeniz’in iki önemli gücü gelecek perspektifinde ilişkilerini çok daha ileri bir seviyeye taşıma potansiyeli de taşımaktadır. Bu iki önemli devletin kurduğu stratejik ortaklık başta Karadeniz olmak üzere tüm bölgede büyük bir etki yaratacaktır.

Yazar: Burak Çalışkan