Türkiye ve Ukrayna kültürünün ortak değerlerini yansıtan “Desen DNA’sı” sergisi, 6 Ekim’de Çağdaş sanatlar merkezi CerModern’de törenle açıldı.
Serginin açılış konuşmasını yapan Ukrayna Büyükelçisi Andrii Sybiha, Türkiye ve Ukrayna dillerinin birçok ortak noktaya sahip olduklarını vurgulayıp, ülkelerimizin ilişkilerinin uzun bir geçmişi yanı sıra ortak kültür ve değerlere dayandığını belirtti. Kendi sözlerine devam eden Sybiha, ‘‘Bu proje sanatsal bakış acısından çok önemlidir, çünkü devletlerimizin arasında var olan tarihi bağı güçlendiriyor. Bu çağdaş sanat eserlerinde modern ve geleneksel motiflerin başarılı bir şekilde birleştirildiğini görüyoruz. Desenler, insan hayatının tüm aşamalarını yansıtıp onun duygularını, düşüncelerini ve yaşam koşullarını ortaya koyuyor. Bu şekilde desenler, geçmişin, bugünün ve geleceğin bir araya geldiği nokta olarak ülkelerimizi bağlayan bir köprü görevi üstleniyor’’ ifadesini kullandı.
Türkiye ve Ukrayna süsleme sanatına ve kültürüne mecazi ve metaforik bir bakış açısı sunan “Desen DNA’sı” sergisi, üç ayrı salonda görsel ve etkileşimli bir anlatımla ziyaretçilere sunuluyor. Umut salonunda Ukrayna’nın farklı bölgelerinden toplanmış olan geleneksel desenli dokuma -rushnyky- yer alırken, “Yol” olarak adlandırılan, Türkiye salonunda Türk halılarına yer veriliyor. Siyah bir küp olarak tasarlanan “Sonsuzluk” bölümünde ise, etkileşimli bir video-sanat işi yer almakta. Saman balyaları üzerine yansıtılan görüntülere eklenen ses yerleştirmesiyle etkileşimli bir anlatım sunuyor.
Serginin küratörlüğünü yapan Olesya Draşkaba, Ukrayna geleneksel desenli dokuma -rushnyky- ve Türk kilimlerinde olan siyah, kırmızı ve beyaz renklerin, serginin unsurlarını birleştirdiğini söyledi. Konuşmasını yapan Olesya sözlerine, ‘‘Gördüğümüz bu birlik Karadenizin iki karşı kıyısında insanlığın kısa tarihi, çağdaş hayatımızdaki eski geleneklerin etkisinin hikayesidir” şeklinde devam etti.
Ukrayna Ankara Büyükelçiliği temsilcisi Bohdan Konopliasty, serginin hazırlık süreci, Ukrayna’dan Türkiye’ye yolculuğu ve Türkiye’de Ukraynalı ressamların gelişme imkanlarını değerlendirirken, ‘‘Biz çağdaş, yüksek teknolojilere sahip, yeni Ukrayna’yı göstermek istiyoruz. Aslında Türkiye’de bizim ülkemizin yeterince tanınmadığını düşünüyorum, bazı ön yargılar oluştu. Onlardan kurtulursak, dünyaya ilerlemiş, gelişmiş devletimizi göstereceğiz. Eminim ki, Ukraynalı sanatçılarla çabalarımızı birleştirip bu işi başarırız’’.
Serginin açılışı ardından, Bohdan bey ‘Ukr-Ayna’ portalının sorularını cevaplandırıp projenin hazırlık ve gerçekleştirilme aşamalarını anlattı.
UA: Bohdan bey, bizlere lütfen bu serginin organize sürecini, finansman ve teknik detaylarından bahseder misiniz?
BK: Bu proje Büyükelçiliğin büyük bir desteği sayesinde mümkün oldu. Bir yıl önce aklımıza gelen fikir ile başladı, nasıl bir proje ortaya çıkacağına dair bir plan sergiden ancak iki ay önce oluştu. Öncellikle kendimize, ’’Bizi birleştiren temel şey nedir?’’ diye sorduk. Analiz yapmaya başladık, bu şeylerin aslında el sanatları ve günlük işlerde ülkemizi hala etkileyen gelenekler gibi bizi biz kılan şeyler olduğunu anladık. Sanatçılarımız bu özellikleri çok fazla geleneksel bir şekilde değil, aksine daha modern, çağdaş biçimde göstermeye çalıştı.
Finansmanı konuşacak olursak, maddi desteği Ukrayna Devleti bütçesinden karşıladık. Projenin başlangıcı çok zordu, çünkü hayalleri ve planları konuşmak farklı, işi bitirmek daha farklıdır. Biz bunu başardık ve bu şekilde ülkelerimizin yeni etkileşim yoluna doğru ilerliyoruz.
UA: Türkiye’ye gelip, kendi eserlerini sergileme konusunda henüz tereddüt eden Ukraynalı ressamlara ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
BK: Türk piyasasından çekinmemek gerekiyor, artık Büyükelçiliğimizin işbirliği konuları oturmuş hale geldi, kültür projelerinin gelişmesi için bütün imkanlarımız var. Türkiye, Ukraynalıların düşündüğü kadar geleneksel bir ülke değildir. Burada hem çağdaş sanat, hem gelişmiş görsel sanat mevcut. Video eserleri son zamanlarda daha çok ilgi çekiyor, bu tür sanatsal faaliyetler, bizim sergimizden de anlaşıldığı gibi çok güzel karşılanıyor.
Böyle bir proje ilk defa gerçekleştirildi ve şimdiden Türkiye’deki sanat severlerin buna hazır olduklarını görüyoruz. Türklerin Ukrayna’ya karşı ilgisi artıyor, bunu sağlayan faktörlerden biri bizim buradaki Ukrayna diasporasıdır. Dolayısıyla, ülkemizin Türkiye’de daha da çok tanınmasını amaçlıyoruz.
UA: Peki, Ukrayna ulusal desenleri ve geleneklerini yansıtmayan sanatçıların çalışmalarının bunun gibi bir sergiye katılma şansı var mı?
BK: Tabii ki. Bir Çağdaş Sanatlar Merkezinde geleneksel sergi düzenlemek daha zordu, bizim için bu bir meydan okumaydı. Büyükelçiliğimiz açısından böyle bir işbirliği tabii mümkün, fakat hangi serginin nasıl bir tepki alınacağını çok önceden belirtmek zordur.
Farklı ressamlar Büyükelçiliğimize işbirliği başvurularını sunabilir, biz de imkanlarımızca yardımcı olmaya çalışıyoruz, bu yüzden korkmadan ilk adımı atmalarını tavsiye ediyorum.
UA: Bizimle projenin detaylarını paylaştığınız için çok teşekkür ederiz, Bohdan bey.
Daha önce belirlendiği gibi, serginin 15 Ekim’e kadar süreceği öngörülüyordu fakat açılışından birkaç gün sonra Ukrayna Büyükelçiliği serginin Ekim’in sonuna kadar çalışacağını açıkladı.
CerModern sergi kompleksini ziyaret edip, “Desen DNA” art projesini görme şansını kaçırmayın. Kompleksin adresi: Altınsoy Cad. No:3 06101 Sıhhiye/Ankara
Çeviri – Tetiana Naimanova