Ivan Marçuk: ‘’Bu dünyada her şey iç içe girmiş…’’
Ankara’yı ziyaret eden ressam İvan Marçuk ile «Ukr-Ayna» için özel bir röportaj gerçekleştirildi.
21 Haziran 2017 Ankara’da Mustafa Ayaz Müzesinde Ukraynalı ressam Ivan Marçuk’un resim sergisi açıldı.
Resimleri ayrıca Antalya ve İstanbul’da yaşayan sanat severler için de sergilenecek.
Sergisini Ankara’ya getirdiğinde, hakkında hikayeler yazılabilecek bir insan, günümüzün dahi sanatçısı Ivan Marçuk, «Ukr-Ayna» muhabiri ile konuştu.
UA – Sanatınızın hayranları için resimlerinizi Ankara’da görebilmek büyük bir şanstır. Türkiye ve Ankara hakkında izlenimlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
IM – Türkiye’ye ikinci gelişim ve bu ülkeden çok etkilendiğimi söyleyebilirim. Burası çok enteresan bir yer, dağlar ve yükseklik farkları olduğu için onlara hayran kaldım ve insanların bu dağlık yerlerde nasıl yaşadığına, oraya nasıl ulaştıklarına şaşırdım. Mimarisi de çok hoş, tabii Avrupa tarzından bahsetmiyorum, Avrupa ve Asya’yı birleştiren bir mimarisi var. Beni iyi bir şekilde şaşırtan şey sokakların temiz olması oldu. Hiç bir yerde çöp görmedim. Buraya ilk defa tatil için geldiğimde, dağ zinciri ve oradaki evleri çok hoşuma gitmişti. Fakat kendi kendime «Burada yaşayabilir miyim?» diye sorduğumda cevap herhalde hayır olacak.
UA – Yani yaşamak için en güzel yer Ukrayna mı sizce?
IM – Birçok ülke gezdim ama Ukrayna kalbime her zaman daha yakın. Ukrayna harika bir ülke, fakat ressamlar devlet tarafından ihmal ediliyor. Ben ise çok şey istemiyorum, birkaç yüz tane eserim var ve onları sergileyebilmem için asılacak bir duvar olsun isterim sadece. Maalesef ki, Ukrayna’da müze kültürü daha yeterince gelişmedi ve bu beni üzüyor.
UA – Sanat hayatınız daha SSCB’de başladı ve bağımsız Ukrayna’da devam etti. Bu iki dönem kıyaslayacak olursanız ne söylerdiniz?
IM – SSCB zamanlarında 17 sene boyunca sürekli gözetim altındaydım. O dönem tamamen bir karanlıktı benim için. Yaşamımızın prensipleri şunlardı: kabul edilmemek, dışarı çıkamamak, ödül almamak, sergilenmemek. Çağdaş Ukrayna’da her şey serbest ve yapılabilir ama o karamsar dönemi yaratmış kişiler daha cezalarını almadılar. Günlük kültürün seviyesi düştü, ahlak da aynı şekilde.
UA – Resim sanatının yeni bir «Pliontanism» akımını siz yarattınız. Bu akımın fikri ilk nasıl oluştu ve neden özellikle bu isim verildi, bize anlatır mısınız?
IM – Bu fikir ben Çernihiv bölgesindeyken bir Sanat Evini ziyaret ettiğimde aklıma geldi. Ağaçlıkta geziyordum ve gökyüzünde bakarken sırf ağaçtan oluşan bir manzarayı gördüm. Bu benim için icat gibi bir şeydi, çünkü dantele benziyordu.
Bunları resimlerde nasıl yansıtabilirim diye düşünmeye başladım. Önceden bütün ressamlar yaptığı gibi fırça darbesi tekniğiyle çiziyordum. 1972 yılından beri ise yarattığım «Pliontanism» tekniğini uygulamaya başladım. «Pliontanism» kelimesini ilk defa annemden duymuştum, o sırada üç kız kardeşimin saçlarını yıkarken şöyle bir şey söylüyordu: «Saçlar birbirine o kadar karıştı ki («zapliontalosya» – Ukraynaca), taranmıyor». Böylece dünyada her şeyin karışmış, iç içe girmiş olduğu için bu ip karışımını eserlerimde yansıtıyorum.
UA – Ressam olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz? Belli ki ressamlık mesleği hiç bir zaman kolay bir meslek değildi sizin için.
IM – Şunu söylemek isterdim ki, eğer bir insan sanatsız yaşamıyorsa, kendisine başka bir gezegen bulmalı.
UA – Öyle ama siz bu gezegende başarılı oldunuz.
IM – Çok istekli, güçlü ve iyi bir anlamda doyumsuz bir kişi olduğum için başarıya ulaştım. Resimlerimi serip uyurum, üstümü de onlarla örterim.
UA – Resim yapma konusunda nerede en çok verimli bir dönem geçirdiniz?
IM – En çok Avustralya ve Amerika’da resim yaptım. Bunun temel sebebi, herhangi dost veya eğlence orada olmaması oldu. Ben sadece sergileri dolaşıp resim yapıyordum. Günün 24 saati tamamen bana aitti.
Ukrayna’da ise sürekli yanıma gelip benimle röportaj yapıyorlar. 300’den fazla gazete ve televizyon kanalı için konuştum. Tüm bunlar sanatçının dikkatini dağıtıyor. Sanatçı’nın kendisini çalıştığı alanda geliştirebilmesi için zaman ve fırsat olmalı.
«Ukrayna Derneği» ve «Ukr-Ayna» adına Ivan Marçuk’a gelecekte başarılar dileriz, Türkiye’nin kendisine yeni resimleri adına ilham vermesini ümit ediyoruz.
Röportaj – Anastasiya Stelmakh
Fotoğraflar – Liudmyla Shepta-Shahin
Çeviri – Tanya Naymanova