Ukrayna cumhurbaşkanlığı seçimleri ülkenin geleceğini nasıl etkileyebilir?

0
2129

Rusya’nın, Ukrayna üzerinde farklı alanlarda ve şekillerde müdahalesinin Ukrayna açısından ağır ekonomik ve toplumsal sonuçları olurken, bu gelişmeler, Ukrayna’nın siyasi dengelerini de değiştirmektedir. Ukrayna cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları ülkenin kaderini ve Doğu Ukrayna’da yaşanan savaşın geleceğini nasıl etkileyebilir? Sorusunun değerlendirmesi önemli dergilerden biri olan Bloomberg Businessweek Türkiye’de kaleme alındı. Bizler de bu yazımızı Ukr-Ayna okurları için derledik.

Ukrayna 21 Nisan’da gerçekleşen ikinci tur seçimleri öncesinde, hem iç politikada hem de dış politikada farklı alanlarda yoğun gündem maddelerine sahipti. Anayasal süreç açısından Ukrayna Parlamentosu Verhovna Rada’da ülkenin Avrupa Birliği ve NATO’ya üyeliğini öngören anayasa değişikliğini, 7 Şubat’ta onaylanmıştı. Son dönemlerde İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin Ukrayna’da Moskova Patrikhanesi’nden bağımsız bir kilise kurulduğunu açıklaması kararı da Ukrayna’da ve diğer birçok ülkede yakından takip edilmiş, önemli ölçüde yankı uyandırmıştı. Hafızalarımızı biraz yoklayacak olursak, 2018 yılının son aylarında nispeten ‘durgun’ seyreden Rusya-Ukrayna gerilimi 25 Kasım tarihinde, Rusya’nın, Karadeniz’de Kerç Boğazı yakınlarında Ukrayna Deniz Kuvvetlerine ait gemilere silahlı saldırı gerçekleştirmesiyle kriz yeniden alevlenmişti. Rusya’nın, Ukrayna üzerinde farklı alanlarda ve şekillerde müdahalesinin Ukrayna açısından ağır ekonomik ve toplumsal sonuçları olurken, bu gelişmeler, Ukrayna’nın siyasi dengelerini de değiştirdi. Ukrayna cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları ülkenin kaderini ve Doğu Ukrayna’da yaşanan savaşın geleceğini nasıl etkileyebilir?

Bloomberg Businessweek Türkiye

Ukrayna’nın doğusu için sıcak, güneşli bir ilkbahar günü. Beş yıl önce Doğu’daki Donbass Bölgesi’nin genelinde Rusya tarafından desteklenen ayrılıkçıların silahlı kalkışmasıyla başlayan savaşın ilk günlerinde, isyancıların saldırılarına hedef olmuş endüstri şehri Kramatorks’dan karayolu ile bir saat uzaklıktaki Avdiivka’ya doğru ilerliyoruz.Yol boyunca gidip gelen askeri araçlar ve kontrol noktası dışında çok da anormal bir manzara yok. Sadece Ukrayna geneline hakim olan geniş ve verimli tarım arazilerinin Avdiivka’ya yaklaştıkça bakımsızlaşmazsı dikkat çekiyor. Ayrılıkçıların elinde bulunan Donetsk şehrinin merkezi, ufukta görünmeye başlıyor. Burası Ukraynalılar için önemli bir sembol konumunda. Bu şehre yaklaştığımızı gösteren bir önemli işaret de METİNVEST şirketinin işlettiği devasa kok kömürü tesisinin bacalarından çıkan dumanlar. Arabanın camını aralar aralamaz kömür dumanının kokusu içeri doluyor.

Donetsk’e doğru uzanan geniş karayolundan ayrılıp, fabrikaya kömür taşıyan trenlerin kullandığı demiryolunu da geçtikten sonra şehre giriyoruz. Vardiyasını doldurup, servis bekleyen işçiler ve hemen fabrika bitiminde başlayan Sovyetler Birliğinden kalma apartmanların arasından geçerken buraya birkaç kilometre uzakta beş yıldır devam eden bir savaş olduğuna inanmak zor geliyor. Ama şehrin caddelerinden doğuya doğru ilerleyip, Donetsk şehir merkezine bakan bloklara yaklaştıkça görüntü değişmeye başlıyor. Mermilerin duvarlarda açtığı delikler ve bir bölümü ayrılıkçıların attığı roketlerle yerle bir edilmiş binalar sizi karşılıyor. Binaların bitmiş, bir zamanlar tarım yapılan arazilerin ise birer mayın tarlasına dönüşmüş olması, savaşın yıkıcı yüzünü iyice göstermeye başlıyor. Birer harabeye dönüşmüş Sovyet yapımı bu binaların önünde oturan insanlar dikkat çekiyor. İnsanların büyük kısmı yaşlılardan oluşuyor. Kömür dumanıyla, savaşın ağır havasının birleştiği bu atmosferde, ikili ya da üçlü gruplar halinde sessizce sohbet eden yaşlı insanlar, daha da kasvetli bir hava yaratıyor.

Şehrin bitiminde savaşın derin izlerini taşıyan apartman bloklarından doğuya doğru uzanan yol, Ukrayna ordusunun Rusya tarafından desteklenen ayrılıkçı gruplarla çatıştığı ileri cepheye varıyor. Son derece bakımsız olan yolu barikatlar bölerken, yolun üzerinde bomba izlerini taşıyan derin delikler dikkat çekiyor. İçinde bulunduğumuz 4X4 aracı kullanan ve Ukrayna ordusunda Protestan rahip olarak görev yapan Volodımır Streltsov, bir kez aracının ayrılıkçıların hedefi olduğunu ve oradan sağ kurtulduğunu belirtiyor. Bize emniyet kemerlerimizi çözdüren Streltsov, mümkün olduğunca eğilmemizi ve herhangi bir saldırı anında aracı terk etmemiz gerektiğini belirtiyor. 4X4’ü bozuk yolda mümkün olduğunca hızlı kullanmaya başlayan asker rahip, birkaç dakika sonra kapısında nöbet tutan askerlerin olduğu bir sığınağın önünde duruyor. Sığınak Sovyetler Birliği döneminde Donetsk Havalimanı’nı korumak için yapılmış bir yer. Sığınaktan içeriye girdiğimizde, yanık odunun ve askerlerin akşam için hazırladığı akşam yemeğinin büyük odun sobasından gelen kokusunu duyuyoruz. Bir kadın askerin ikram ettiği çayı yudumlarken duyduğumuz bir başka şey ise karşı taraftan atılan havan ve otomatik silahların sesleri. Sığınağın duvarlarından geçen elektrik ve iletişim kabloları, koridorlardaki hareketlilik, solgun ışık ve her geçen dakika yaklaşan mermi sesleri, çevreyi bir savaş filminin setine benzetse de yaşanan her şey gerçek. İçinde bulunduğumuz birliğin komutanı olan, birbirine karışmış saçı sakalı Zaporojya Kazakları tarzında kesilmiş ve adeta tarih kitaplarından çıkmış gibi duran birlik komutanı Andrii, yükselen bomba ve silah seslerinin arasında sakin bir tavır içinde, “Burada her gün bir çatışma yaşanıyor. Siz gelmeden beş dakika önce de karşı taraftan siperlerimize doğru ateş açıldı, duyduğunuz sesler bu çatışmanın devam ettiğini gösteriyor ve iki askerim bu çatışmada yaralandı” diyor. Rusya desteğiyle beş yaldır süren hibrit savaş her ne kadar dünya gündeminin arka sıralarına düşse de Doğu Ukrayna’da sıcaklığını koruyor. Rusya kontrolündeki ayrılıkçılar, özellikle Donetsk civarındaki cephelerde her gün Ukrayna ordusunun birliklerine ateş açmaya devam ediyor. Elbette bu durum çok sayıda Ukrayna askerinin yaralanmasına ya da hayatını kaybetmesine neden oluyor. Öte yandan, tıpkı Avdiika’da olduğu gibi, cephenin hemen birkaç kilometre ötesinde hayat her şeye rağmen devam ediyor. Yarısı yıkılmış ya da duvarları mermi izinden görünmez haldeki binalarda binlerce insan, beş yıldır zorlu bir yaşam mücadelesi veriyor. Birçok binanın çatışma bölgesine bakan pencereleri ağaç levhalarla kapatılmış. Bu binalara terk edilmiş izlenimi verse de gidecek yeri olmayan birçok insan buralarda yaşamaya devam ediyor, üstelik böyle bir ortamda ülke kritik bir seçime gidiyor ve 21 Nisan günü yapılacak ikinci tur seçimlerinde ülkenin yeni cumhurbaşkanı seçilecek.

Üç hafta önceki ilk tur seçimlerinde yaklaşık 20 aday arasından ünlü komedyen Volodymyr Zelenskyi oyların yüzde 30,24‘ünü alarak birinci olmuştu. Mevcut Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ise oyların yüzde 15,95’ini alarak ikinciliği elde etmiş ve ikinci tura kalmayı hak etmişti. Şimdi bu ikili, cumhurbaşkanlığını kazanmak için yarışacak. Birçok uzmana göre Zelenskyi seçimlerin galibi olabilir. Ama Poroşenko’nun da hala önemli bir şansı bulunuyor. Sonuç ne olursa olsun, doğusunda sıcak bir savaşın yaşandığı Ukrayna’da yeni cumhurbaşkanıyla beraber ülke yeni bir viraja daha girecek.

Peki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları ülkenin kaderini ve Doğu Ukrayna’da yaşanan savaşın geleceğini nasıl etkileyebilir? Mevcut Cumhurbaşkanı Poroşenko, Meydan Olaylarından sonra Yanukovych’in devrilmesinin ardından iktidara geldi. Ukrayna’nın Avrupa Birliği (AB) ve NATO’ya dahil olarak Batı ile entegrasyonunu isteyen lider, parlamento ve hükümetle birlikte dış politikayı, ekonomiyi ve içeride milliyetçi politikaların bu doğrultuda gelişmesini sağladı. Doğudaki savaş süreci ve artan milliyetçilik, Poroşenko’nun popülaritesini artırdı. Özellikle Ukrayna kilisesinin bağımsızlığını kazanması önemli bir gelişmeydi. 1991’den beri birkaç denemeye rağmen başarısız olan diğer cumhurbaşkanlarına rağmen Poroşenko’nun bu hamlesi ülkedeki karizmasını pekiştirdi. Tabii ki Doğu Ukrayna’daki savaş bölgesinde askeri güvenlik önlemlerinin artması ve Ukrayna ordusunun 2013 öncesine göre daha güçlü bir yapıya kavuşmasında da Poroşenko’nun ciddi bir payı bulunuyor. Ama cumhurbaşkanlığı sürecinde ekonomide yaşanan sıkıntılar, Poroşenko’nun seçimin ilk turunda şimdiki rakibinin açık ara gerisinde kalmasında en önemli etken oldu. Ukrayna, Kırım’ın Rusya tarafından işgali ve doğusunda başlayan Rusya saldırısıyla birlikte ekonomide ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. 2014 yılında yüzde 9, 2015 yılında yüzde 6 küçülen ülke ekonomisi ciddi bir çöküş yaşadı. Doğudaki savaş Ukrayna endüstrisinin yaklaşık yüzde 30’unu felce uğrattı. Yine o dönem ülke ihracatının yüzde 80’ini oluşturan Rusya pazarının bir anda kapanması, ekonomideki büyük çöküşün bir diğer nedeniydi. Andrii Borylo, doğudaki savaşta ciddi hasar görmüş bir endüstri şehri olan Slovyansk’ta mobilya imalatı yapan Alfa şirketinin yöneticisi. Şirket Ukrayna geneline satış yapan ve savaş öncesi 350 kişinin çalıştığı Slovyansk ölçeğinde büyük bir işletme. Ama Rusya ayrılıkçılarının saldırılarıyla neredeyse kullanılmaz hale gelen fabrikada 14 işçi hayatını kaybetmiş, birçoğu da yaralı olarak kurtulmuş. “Ayrılıkçılar şehir genelinde yaptıkları yağma dışında bizim gibi endüstri sahalarına da ciddi zarar verdi. Tesisimiz tamamen kullanılmaz hale geldi ve hayatta kalan işçilerimizden bazıları şehri terk etmek zorunda kaldı” diyor Andrii Borylo. Alfa gibi onlarca şirketin üretim dışı kalması ve bazı büyük tesislerin Rusya kontrolündeki ayrılıkçıların eline geçmesi ekonomideki bu büyük çöküşün nedenleriydi. Ama 2016 yılında başlayan üç yıllık makro ekonomik programla birlikte yapılan yapısal reformlar bir istikrarın yakalanmasını sağladı. Ukrayna ekonomisi 2016 yılını yüzde 3, 2017 yılını yüzde 2,5 ve geçtiğimiz yılı ise yüzde 3,2 oranında büyümeyle kapadı. “2013 yılından beri yaşanan küçülmeyi telafi edebilmek için yüzde 6-7 gibi büyüme oranlarını yakalamamız gerekiyor” diyor Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakan Yardımcısı Myhailo Titarchuk ve devam ediyor: “İhracatta çok kısa sürede pazar çeşitlendirmesine gitmeyi başardık. AB başta olmak üzere çok sayıda ülkeye ihracat yapabiliyoruz. Tek ihracat pazarının yarattığı riskten kurtulduk.” Tarım ürünleri Ukrayna ihracatının en önemli kalemi. İkinci sırayı metalürji ürünleri alırken üçüncü sırada IT sektörü yer alıyor. “IT ürünleri belki de beş yıl sonra en büyük ihracat kalemimiz olacak. Çünkü Ukrayna bunu başarabilecek nitelikli insan kaynağına sahip” diyor Titarchuk.

Elbette ihracatın yüzde 80’ini oluşturan Rusya pazarının bir anda kapanması şoke etkisi yarattı. Bu noktada AB pazarına yönelen Ukraynalı ihracatçılar için önemli bir sorunda standardizasyondu. “Rusya için ürettiğiniz bir ürün çoğunlukla AB tarafından kabul edilmiyordu. Standartlar çok farklı ama kısa sürede üreticimiz bu standartlara uymayı başardı. Bunu kısa sürede yapabilmek Ukrayna halkının başarısıdır” diyor Myhailo Titarchuk.

Bu süreçte Andrii Borylo’nun yöneticisi olduğu Alfa Mobilya’da bombalanan ve yakılan üretim tesislerinde adeta yeniden doğdu. Çatısı tamamen çöken bir binayı tekrar üretim tesisine dönüştüren şirket yetkilileri, hayatını kaybetmemiş ya da göç etmemiş işçileri yeniden bir araya getirdi. Bir yıl süren onarım ve yeniden yapılan sürecinden sonra üretim yeniden faaliyete başlamış. “Bugün farklı şehirlerdeki şubelerimizde de dahil olmak üzere 300 çalışanımız var. Yurtdışında fuarlara ve iş görüşmelerine katılıyoruz. Her nekadar büyük acılar yaşasakta biz artık işimize odaklandık.” Diyor Olen Kyselov ve devam ediyor: “Geleceğe dair umutluyuz. Çevremizdeki genç insanların girişimcilik ruhunu gördükçe bu umudum daha da artıyor.”

Peki ya Zelenskyi’nin seçilmesi durumunda Ukrayna’daki bu politikalarda bir değişim olur mu? Bu şimdilik uzak bir ihtimal olarak görünüyor. Ülkedeki politik yapı, tek başına cumhurbaşkanına güçlü yetkiler tanımıyor. birlikte cumhurbaşkanlığı yetkileri paylaşılmış durumda, parlamento seçimlerine ise yaklaşık 6 aylık bir zaman var. Bu noktada Zelenskyi’nin yapabileceği en radikal politik hamle, dış politikada Rusya ile yeni bir yakınlaşma sürecini başlatması olabilir. Fakat söz konusu karar, Rusya’nın ülkenin doğusunda başlattığı savaş gibi şartlar altında Ukrayna için doğru tercih olmayacaktır. “Rusya, Sovyetler Birliği’nin eski gücüne ve yapısına yeniden sahip olmak istiyor.” Diyor Ukrayna dış işleri bakan yardımcısı Vasyl Bodnar ve deva ediyor. “Bu durum sadece Ukrayna için bütün bölge ve dünya için bir tehdit. Şu anda ise Rusya’nın ilk sıradaki hedeflerinden biriyiz.”

Bodnar’ın açıklamaları Ukrayna’daki genel düşünceyi ifade ediyor. Doğu Ukrayna’da neredeyse her gün bir Ukrayna askerinin çatışmalarda hayatını kaybettiği bir ortamda hiçbir liderin Rusya’ya yönelik yeni bir politika izlemesi mümkün görünmüyor. “Şayet Zelenkyi seçilir ve cumhurbaşkanı olursa, Rusya ile ilişkilerde radikal bir iyileşmeye neden olacak bir politika değişikliğine gidileceğini düşünmüyorum” diyor uzun yıllardır Ukrayna’da gazetecilik yapan Deniz Berktay ve devam ediyor: “Zelenkyi’nin seçilmesi durumunda ülkenin dış politikasında değişim yaşanıp yaşanmayacağına dair sorular zaman zaman gündeme geliyor

Deniz Berktay şöyle devam ediyor: “… Doğu Ukrayna’da ayrılıkçılarla Ukrayna ordusunun savaşı beş yıldır devam ediyor. Doğudaki çatışmaların yaşandığı cephe hattında çok sayıda köy ve Avdiika gibi şehirler bulunuyor. Buralarda da halk tarafından seçim sonuçları merak ediliyor, ama buradaki insanların tek kaygısı seçim değil. Özellikle gidecek yeri olmayan ve genellikle yaşlı insanların bulunduğu yerleşim yerlerinde yaşam oldukça zor. Zira köylerde neredeyse tarım yapılamıyor. Tarım arazileri ya mayın tarlasına dönüşmüş ya da ayrılıkçıların bombalama riski altında. Hal böyle olunca bu arazilerde tarım yapma imkânsız hale geliyor. Öte yandan şehirlerde de savaş sonrası kapanan iş yerleri nedeniyle işsiz kalan çok sayıda insan bulunuyor. Elbette cephe hattındaki yerleşim bölgelerinin tek sorunu işsizlik ve geçim sıkıntıları değil. Özellikle burada yaşayan çocuk ve gençler savaş nedeniyle ciddi travmalar yaşıyor. Ukrayna ordusunun CIMIC adı verilen bir yapısı, bu sorunların çözümü için çalışıyor. Bu, sivil toplumla asker arasında bir köprü oluşturuyor. “CIMIC dünyada asker ve sivil arasındaki bu yapısıyla tek bir örnek” diyor doğudaki savaşı sürdüren özel birlik JFO’nun iletişim işleri başkanı albay Ruslan Miroshnichenko ve devam ediyor: “Bölgedeki altyapının sağlıklı bir şekilde çalıştırılmasından ihtiyaç sahiplerine erzak teminine, çocukların rehabilitasyonundan işsiz insanlara istihdam yaratmaya kadar birçok alanda CIMIC görev yapıyor. Kaynaklarımız arasında bağışçılar, uluslararası yardım kuruluşları ve kamu bulunuyor

Ukrayna’nın doğusundaki savaş, ayrılıkçılarla hükümet kuvvetleri arasında bir cephe sınırı oluşturmuş durumda. Yaşanan çatışmalarda can kaybı ve yaralanmalar olsa da sınır çok değişmiyor. Donetsk ve Luhansk şehirlerinin merkezleri ve civarındaki bazı yerleşim yerleri ayrılıkçıların elinde. Peki bu, süreçte dondurulmuş bir bölge oluşturulmasına neden olabilir mi? Zira Rusya’nın kritik noktalarda çıkarlarına yönelik dondurulmuş bölgeler yarattığı biliniyor. Bunun en iyi örneği Moldovada’ki Transdinyester. 1991 yılında Moldova’nın bağımsızlığından sonra bu ülke ile birlikte olmak istemeyen Transdineyeseter bölgesinin yönetici ve ayrılıkçı grupları, Rus askerlerinin desteğiyle Moldova birliklerini yenilgiye uğrattı. Bundan sonraki süreçte herhangi bir sıcak çatışma yaşanmasa da Moldova yönetimi Transdinyester’in kontrolünü kaybetmiş durumda. Üstelik bölgeye Rus askeri güçleri konuşlanmış ve Moldova’nın herhangi bir askeri operasyonunda karşı hazır duruyor. Peki, ilerleyen süreçte benzer bir durum Doğu Ukrayna içinde söz konusu olur mu? Bu fikre katılmadığını belirtiyor Vasyl Bodnar ve devam ediyor: “Bir cephe hattı var, ama dondurulmuş değil. Çatışmalar devam ediyor, oturmuş bir hat yok, güvenlik yok. Problemin çözümü için anahtar Vladimir Putin’in elinde. Ama Ukrayna ‘daki barışla hiç ilgilenmiyor. Karada ve denizde askeri aktivitelerine devam ediyorlar.

Ukrayna Cumhuriyeti Büyükelçisi Andrii Sybiha: “Rusya Federasyonu Kırım ve Donbas’a saldırarak bölgeye meydan okumuş oldu. Fakat Ukrayna var olan ihtilafı barışçıl yollarla çözüme bağlamak istiyor. Bunun için özellikle Uluslararası alanda Ukrayna’nın desteğe ve dayanışmaya ihtiyacı var.”

Avdiika’daki cephe hattından ayrılma zamanı geldi. Hayatını kaybeden ve yaralı askerleri almak için bir ambulans mevziiye yaklaşırken ismini vermek istemeyen bir asker, “seçimler ne olursa olsun, kim seçilirse seçilsin. Biz burada Ukrayna halkının özgürlüğü için çalışmaya devam edeceğiz. Arkamızda onların büyük gücünü ve barış içinde yaşayacağımız bir ülkeye olan inançlarını hissediyoruz” diyor.