Geçtiğimiz haftalarda Ukrayna parlamentosundan geçen ve Ukrayna’daki azınlıklar ve bu azınlıkların akraba-devletleri olan Macaristan, Polonya, Romanya ve Rusya gibi ülkelerin tepkisini çeken yeni eğitim yasası Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko tarafından onaylandı. Yasa, iki yıllık geçiş sürecinden sonra, 2020 yılında tam anlamıyla uygulanmaya başlanacak.
Bu yasaya göre, Ukrayna’daki öğrenciler beşinci sınıftan sonra yalnızca Ukraynaca eğitim alabilecekler. Bunun yanında, azınlık dilleri ayrı dersler olarak okutulabilecek. Buna istisna olarak, birkaç ders Avrupa Birliği ülkelerinin dilleri olan azınlık dillerinde okutulabilecek.
Poroşenko bu yasayla birlikte etnik azınlıklara mensup öğrencilerin Ukraynaca’yı daha iyi öğrenme fırsatına kavuşacaklarını ve bu sayede ülkede başarılı kariyer sahibi olabilme imkanına kavuşacaklarını söyleyerek yasayı savundu.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin ise ülkede Ukraynaca konuşulmasının ulusal birlik ve güvenlik meselesi olduğunu belirtti.
Bundan önce 2012’de çıkarılan bir yasa, etnik azınlıkların nüfusun %10’unu oluşturduğu bölgelerde eğitimin bu azınlıkların dillerinde yapılmasına olanak sağlıyordu.
Ukrayna Eğitim Bakanlığı verilerine göre ülkede bulunan 15.000 okulun 581’inde eğitim dili Rusça. Romence, Macarca ve Lehçe eğitim yapılan okulların sayısı ise sırasıyla 75, 71 ve 5. Ukrayna’da toplam 400.000 öğrencinin bu okullarda eğitim gördüğü bildirilmekte.
İstatistiklere göre 45 milyon olan Ukrayna nüfusunun %17’sini etnik Ruslar oluşturuyor. Leh, Macar ve Romenler ise toplamda nüfusun %3’ünden biraz azını oluşturuyor.
Poroşenko’nun onayladığı yeni eğitim yasasının esas olarak, ülkedeki Rusça eğitimin azaltılmasını amaçladığı düşünülmekte.
Foto-QHA
Kırım’daki Rus mahkemesi Kırım Tatar liderlerinden İlmi Umerov’u ayrılıkçılık suçlamasıyla iki sene hapse mahkum etti. Verilen cezanın beklenenden ağır olması (üç sene ertelenmiş hapis cezası ve kamusal faaliyetlerden men) dikkat çekti.
Rus mahkemesinin bu kararı uluslararası camiada da tepkiyle karşılandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü kararı, İlmi Umerov’un Kırım’ın Rusya tarafından işgaline karşı duruşuna yönelik “gaddarca bir intikam” olarak niteledi. Sivil toplum örgütleri ve Ukraynalı yetkiler kararın hukuki değil siyasi olduğuna işaret ettiler.
Umerov’un verilen cezayı çekmek için bir çalışma kampına gönderilmesi bekleniyor. Umerov daha önce de Rus yetkililer tarafından isteği dışında bir süre psikiyatri kliniğinde tutulmuştu. Muhaliflerin psikiyatri kliniklerine kapatılması Sovyetler Birliği’nde uygulanan bir yıldırma, cezalandırma ve itibarsızlaştırma yöntemiydi.
Verilen cezanın inançlarını etkilemeyeceğini ve Kırım’ın işgaline karşı durmaya devam edeceğini belirten Umerov, kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağını açıkladı.
Geçtiğimiz hafta da bir başka Kırım Tatar ulusal lideri olan Ahtem Çiygöz Rus mahkemesi tarafından sekiz yıl hapse mahkûm edilmişti.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 25 Eylül’de yayınlanan Situation of Human Rights in the Temporarily Occupied Autonomous Republic of Crimea and the City of Sevastopol (Ukraine) başlıklı raporu, Kırım’ın 2014’de Rusya tarafından işgal edilmesinden bu yana yarımadadaki insan hakları ihlallerinin önemli boyutlara ulaştığını tespit etti. Rastgele gözaltı ve tutuklamalar, kaybetmeler, kötü muamele ve işkence gibi insan hakları ihlallelerinin altını çizen raporda, Kırımlıların Rus vatandaşlığına geçmeye zorlandığı belirtilirken, Kırım’da Rus kanunlarının uygulanmasının Genova Sözleşmesi ve uluslararası hukuk ihlali anlamına geldiğine işaret edildi.
Raporda, işgalden bu yana Kırım’da on kişinin halen kayıp olduğunu da belirtildi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin yayımladığı bu rapora bu adresten ulaşılabilir.
Bunun yanında geçtiğimiz hafta çeşitli açıklamalarda bulunan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Rusya’nın Çeçenistan ve Kırım’da yaşanan insan hakları ihlallerinin tespiti ve önlenmesi çalışmaları konusunda işbirliğinden kaçındığını kaydetti.
Ayrıca, Avrupa Parlamentosu’nun 5 Ekim’de Strazburg’da gerçekleştireceği oturumda, gazeteci Mykola Semena ve Kırım Tatar liderleri Ahtem Çiygöz ve İlmi Umerov hakkında Kırım’daki Rus mahkemesinin verdiği hapis cezalarının ve yarımadadaki insan hakları ihlallerinin ele alınacağı açıklandı. Avrupa Parlamentosu’nun da Kırım’daki insan hakları ihlalleri hakkında bir karar alması bekleniyor.
ABD’deki önemli düşünce kuruluşlarından olan Stratfor, Eylül ayı başında Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Donbas’ta BM barışgücü konuşlandırılmasına yönelik olumlu açıklamalarına rağmen, Rusya’nın böyle bir isteğinin olmadığına dair bir analiz yayımladı. Stratford, Putin ve diğer üst düzey Rus yetkililerin bu yöndeki açıklamalarının uluslararası alanda manevra sahasını artırmaya yönelik adımlar olduğu iddiasında bulundu.
Bunun yanında, ABD’de yayın yapan Voice of America, ABD’nin Ukrayna’daki özel temsilcisi Kurt Volker’ın Rusya’nın Donbas’ta barış gücü konuşlandırılması konusunda istekli olduğunu söylediğine dair Stratfor’un görüşüyle çelişen bir haber yayınladı.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Donbas’taki Rusya destekli ayrılıkçıların elinde 180 tankın olduğunun tespit edildiğini bildirdi.
AGİT’in bu tespiti ile çelişki oluşturacak bir şekilde, Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden Mikhail Ulyanov, ABD’nin Ukrayna’ya ağır silah vermesini gerektiren bir durumun olmadığını ileri sürdü. Rus yetkili, böyle bir girişimin ateşe barutla gitmek anlamına geleceğini iddia etti.
Donbas’taki ayrılıkçıların Fransa’daki temsilcileri, bu ülkedeki Marsilya kentinde ofis açtı. Ofis açılışının Fransa’daki küçük bir sağ parti olan Bağımsızlar ve Köylüler’in Ulusal Merkez Partisi’nin desteğiyle gerçekleşmesi dikkat çekti.
Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüleri ise açılan ofisin resmi olarak tanınmayacağını bildirdiler.
Rus haber ajansı TASS’a göre Finlandiya, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde de benzer ofisler bulunmakta.
Belarus’un Vitebsk kentindeki bir mahkeme, Donbas’ta Rusya destekli ayrılıkçıların saflarında savaştığı gerekçesiyle bir Belarus vatandaşını ertelenmiş iki yıl hapis cezasına çarptırdı. Bu, bir Belarus vatandaşı hakkında Donbas’ta Rusya destekli ayrılıkçıların saflarında çatışmalara katıldığı gerekçesiyle verilen ilk ceza olarak kayıtlara geçti.
Bundan önce ise iki Belarus vatandaşı Donbas’ta Ukrayna saflarında savaştıkları gerekçesiyle yargılanarak suçlu bulunmuştu.
Foto – CNN TÜRK
26 Eylül’de Kiev’in 270 km güneybatısındaki Kalynivka kasabasında bulunan askeri cephanelikte büyük bir patlama meydana geldi. Patlamanın Kiev’den de duyulduğu söylendi. Olayda ölen olmadığı açıklandı. Patlama nedeniyle bölgede bulunan 30.000 kişi tahliye edildi. Bazı yetkililer, patlamayla ilgili olarak sabotaj ihtimalini gündeme getirerek bunda Rusya’nın parmağı olabileceği iddiasında bulundular. Ancak, Ukraynanın Askeri Başsavcısı Anatoliy Matios bu iddiaları reddetti. Buna karşın, Ukrayna Başsavcılığı sabotaj ihtimali üzerinden soruşturma başlattı.
Patlamanın olduğu cephanelikte 188.000 ton cephane bulunduğu tahmin ediliyor.
Ukraynalı üst düzey bir güvenlik yetkilisi, bu patlamanın yıl içinde yaşanan ikinci cephanelik patlaması olduğu kaydederek, patlamaların Ukrayna’nın savaş kabiliyetine ciddi zarar verdiğini açıkladı. Bundan önce, 23 Mart’ta Kharkiv (Harkiv) yakınlarındaki bir cephanelikte de büyük bir patlama gerçekleşmişti. Bu patlamayla ilgili de Ukraynalı yetkililer sabotaj ihtimaline dikkat çekmişlerdi.
Ukrayna Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon oranının daha önceki tahmin olan %9.1 seviyesini aşabileceğini bildirdi. Özellikle gıda ve tütün ürünlerinin fiyatlarındaki artış nedeniyle ortaya çıkabilecek yüksek enflasyon oranının %12.5 seviyesini aşmaması için çaba sarf edileceği belirtildi. Yıl sonunda Ukrayna para birimi Hryvnia’nın da ABD Doları karşında 27.9’a 1 oranına geleceği tahmin ediliyor.
Ukrayna Genelkurmay Başkanı Viktor Muzhenko, 14-20 Eylül tarihlerinde Rusya ve Belarus tarafından gerçekleştirilen ve bölge ülkeleri ve Batılı merkezlerde endişe yaratan Zapad 2017 askeri tatbikatından sonra, Rusya ve Belarus’un aksi iddialarına rağmen, bir kısım Rus birliğinin Belarus’tan ayrılmayarak bu ülkede kaldığını iddia etti.
İkinci Dünya Savaşı sırasında 29-30 Eylül 1941’de Kiev’de Nazi birlikleri tarafından 33.771 Yahudi’nin katledilmesinin 76. yıl dönümü nedeniyle bir anma gerçekleştirildi. Savaş esnasında burada öldürülen farklı etnisitelere mensup kişilerin sayısının 100.000 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Rus istihbarat servisi FSB, Ukrayna adına casusluk yaptıkları gerekçesiyle biri Rus askeri olmak üzere iki kişiyi gözaltına aldı.
Ukrayna Savunma Bakanlığı ise gözaltına alınan askerin Rusya’nın Kırım’ı işgali öncesinde Ukrayna vatandaşı olan ve Ukrayna ordusunda görev yapan Dmitry Dolgopolov adında bir kişi olduğunu açıkladı.
Foto – Refat Çubarov’un FB sayfasından
Özbekistan tarafından hakkında yakalama kararı çıkartılan gazeteci Narzullo Okhunjonov’un Kiev’deki Zhuliany havaalanında ülkeye giriş yaparken gözaltına alınması nedeniyle New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi bir bildiri yayımlayarak Okhunjonov’un serbest bırakılarak ülkede kalmasına izin verilmesini ve Özbekistan’a iade edilmemesini istedi.
Narzullo Okhunjonov’un, 2013 yılından bu yana Türkiye’de yaşadığı ve sığınma talebinde bulunmak üzere Ukrayna’ya geldiği belirtilmektedir.