Foto-QHA
ABD Dışişleri Bakanlığı 3 Ekim’de yayınladığı bir bildiride, geçtiğimiz günlerde Kırım’daki Rus mahkemesi tarafından iki yıl hapis cezasına çarptırılan Kırım Tatar liderlerinden İlmi Umerov’un serbest bırakılmasını istedi. Bildiride, ayrıca, Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olduğu ve ABD’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmaya devam edeceği belirtildi.
5 Ekim’de Strazburg’da toplanan Avrupa Parlamentosu da benzer şekilde İlmi Umerov ve Ahtem Çiygöz’e verilen hapis cezalarını eleştirerek, bu kararların insan haklarına aykırı olduğunu belirtti ve iptal edilmelerini talep etti. AP, aynı zamanda, Rusya’nın Kırım’da Kırım Tatarları ve Ukrainlere karşı yürüttüğü baskı politikasından vaz geçmesi gerektiğini de vurguladı.
Kırım’daki Rus güvenlik güçleri, Rusya’da yasaklı olan Tebliğ Cemaati’ne üye olan dört Kırım Tatarını aşırıcılık gerekçesiyle gözaltına aldı. Ukraynalı yetkililer bu gözaltıların, Kırım Tatarlarına karşı Rusya’nın ayrımcı tavrını gösterdiği yönünde açıklamalarda bulundu.
1926 yılında Hindistan’da kurulan Tebliğ Cemaati kendini siyaset dışı pasifist bir cemaat olarak tanımlamaktadır. Bu cemaat Rusya’da 2009 yılında aşırıcılık gerekçesiyle yasaklanmıştı. Kırım Tatar ve Türk kültürü ve İslam anlayışı ile bağdaşmayan bir takım yabancı cemaatlerin Kırım’da faaliyet yürüttükleri bilinmektedir. Bu tip sonradan ithal yabancı cemaatlerin faaliyetlerini bahane eden Rusya’nın ise bir bütün olarak Kırım Tatarlarını aşırıcı teröristler olarak göstermeye ve bu sayede Kırım’daki baskıcı uygulamalarını meşrulaştırmaya çalıştığı gözlemlenmektedir.
Foto-Ukrinform
Ukrayna Askeri Başsavcısı Anatoly Matios bir televizyon kanalına yaptığı açıklamalarda, Rusya’nın Donbas’taki askeri mevcudiyetinin NATO’nun Avrupa’daki tüm mevcudiyeti kadar olduğunu iddia etti. Matios, bölgede Rusya’nın 650 tankı, 1.310 savaş aracı, 500’e yakın bataryası, 260 çoklu füze sistemi, 100’e yakın uçaksavar bataryası ve 3000 askeri olduğunu sözlerine ekledi.
Matios bu açıklamalarının yanında yine geçtiğimiz hafta, her Ukraynalının zor zamanlarda can güvenliğini sağlamak için silah sahibi olması gerektiği yönünde tartışmalı bir beyanda bulundu.
Ukrayna Parlamentosu, ülkedeki emeklilik rejiminin reformunu öngören bir yasa tasarısını onayladı. Bu yasaya göre, emekli maaşları artırılacak ve bundan sonra maaşlardaki artış ülkedeki enflasyon oranına göre belirlenecek. Bunun yanında yasa, emeklilik yaşını belirleyen bir takım yeni düzenlemelerde getiriyor.
Ukrayna Parlamentosu, yargısal iletişim olanaklarını artırmaya yönelik yeni bir reform tasarısını onayladı.
Açıklanan bir diğer anket ise Ukraynalıların yolsuzluğu, oligarkları ve Rus saldırganlığını ülkenin en önemli sorunları olarak gördüklerini ortaya koydu. Ankete katılanların %76.8’i yolsuzluklar, %43.2’si oligarkları ülkenin en önemli sorunu olarak belirtti. Bunlardan sonra en çok ifade edilen sorun ise Rus saldırganlığı oldu.
Geçtiğimiz haftalarda Ukrayna makamlarının izni olmadan olaylı bir şekilde Ukrayna’ya giriş yapan Gürcistan’ın eski cumhurbaşkanı ve Odesa’nın eski valisi Mikheil Saakaşvili, Ukrayna’ya iltica başvurusunda bulundu. İki sene önce Ukrayna vatandaşı olan Saakaşvili’nin vatandaşlığı geçtiğimiz Temmuz ayında iptal edilmişti.
AB’nin Ukrayna’ya yönelik yeni ticari düzenlemeleri geçtiğimiz hafta yürürlüğe girdi. Yetkililerin açıklamalarına göre gümrük vergilerini kaldıran bu düzenlemeyle birlikte Ukrayna’nın AB ülkelerine tarım ve sanayi ürünlerinin ihracatı kolaylaşacak. Yetkililer, bu düzenlemenin AB’nin Ukrayna’ya siyasi ve ekonomik desteğinin bir göstergesi olduğunu da ayrıca belirttiler.
Avrupa Parlamentosu’nun 5 Ekim’de gerçekleştirilen oturumda, bazı Avrupalı şirketlerin Rusya’ya karşı Kırım’ı işgali nedeniyle uygulanan yaptırımları ihlal ettikleri belirtildi ve bu ihlallerin cezalandırılması talebinde bulunuldu.
Bu oturumda bir konuşma yapan Litvanyalı parlamenter Petras Austrevicius, halen çoğu Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde kayıtlı 130 şirketin Kırım’da yasaklanmış ticari faaliyetler içerisinde olduğunu ve bu durumun bir skandal anlamına geldiğini söyledi.
Ukrayna’daki Macar azınlığın yaşadığı Zakarpattia bölgesindeki bir Macar anıtını bombalama girişimi içerisinde olan bir grubun yakalandığı bildirildi. Bu grubun daha önce de ülkedeki azınlıklara ait sembollere kışkırtıcı eylemlerde bulunduğu, grubun siyasi bir hedefinin olmadığı ve bu eylemleri para için yaptıkları iddia edildi. Bunların yanında, grup içinde yer alan bazı kişilerin Ukrayna’nın EuroMeydan olayları sonrasında Rusya’ya kaçan eski cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in Bölgeler Partisi ile irtibatları olduğu da iddialar arasında yer aldı.
İddia edilen saldırı girişiminin, Ukrayna ile Macaristan arasındaki ilişkilerin, Ukrayna’da 25 Eylül’de Cumhurbaşkanı’nın onayladığı yeni eğitim yasası nedeniyle, hayli gergin bir düzlemde seyrettiği bir dönemde gerçekleşmesi, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da bozmaya yönelik bir kışkırtma olasılığını akla getirdi.
ABD’nin Ukrayna’nın siber saldırılara karşı güvenliğinin artırılması için 5 milyon Dolar yardımda bulunacağı açıklandı.
Geçtiğimiz Haziran ayında Ukrayna büyük bir siber saldırıyla karşı karşıya kalmış ve bu nedenle çeşitli banka ve şirketler sorun yaşamıştı. Bu saldırının Rusya kaynaklı olduğu iddia edilmişti.
ABD’nin Moskova’ya atana yeni büyükelçisi Jon Huntsman, ABD’nin Rusya ile gergin bir hatta oturan ilişkilerini iyileştirmek istediğini, ancak bunun için Ukrayna’nın ülkesindeki egemenliğinin sağlanmasının kilit öneme sahip olduğunu belirtti.
Belgrad’da bir araya gelen ABD’nin Ukrayna Özel Temsilcisi Kurt Volker ve Putin’in danışmanlarından Vladislav Surkov’un Donbas’ta ateşkes sağlanması hakkında konuştukları belirtildi.
Geçtiğimiz hafta, Ukrayna, Polonya ve Litvanya arasında ortak bir askeri birlik kurulmasını öngören bir anlaşma imzalandı. Yetkililer yaptıkları açıklamalarda, bu birliğin Orta ve Doğu Avrupa’da güvenliğin sağlanmasına katkı yapacağını belirtiler. Bu açıklamalarda, “Rus emperyalizmine” yapılan vurgular dikkat çekti.
Ukrayna güçleri ve Rusya destekli ayrılıkçılar arasındaki çatışmaların devam ettiği Donbas’ın Ukrayna’ya yeniden entegrasyonunun sağlanması için hazırlanan Cumhurbaşkanlığı beyannamesi yayınlandı. Bu beyanname Donbas’taki durumu bir işgal olarak tanımlıyor. Beyanname, Donbas’a özel bir statü verilerek burada yerel öz-yönetimin sağlanmasını öngörüyor.